
Bu yüzden biraz yarım kanatlarım. Ben eksiğim ve çünkü aceleci bir kelebeğim. Renklerim daha olmadan, etimi saklayacak kadar kalınlaşmadan derim, beklide dönen bir mukoza olarak ben, geliverdim. Oluşun neşesine herkesten fazla kapıldım. Eğer daha erken öleceksem bütün kelebeklerden, bu oluşun neşesine kapılıp gelivermemden.
Saydam benim gövdem. Görünebilsin diye, bir tek kötülüğün olmadığı içimde. İzlenebilsin diye organlarımın şen kıpırdanışı. Çünkü işte, evrenin heyecanına her kapılmış gibi, bekleyemedim derimin kalınlaşıp gizlemesini beni. Evrenin heyecanına her kapılmış gibi, beni de sakınmayacak dünya. Savurup, parçalayıp, eskitip, yıpratıp haddimi bildirecek. Bu yüzden kısa yaşar kelebekler. Hayatın bu kuralına uymadıkları için kovulurlar zamandan. Saydam gövdeler saklamaz çünkü karışık ve ‘aklı başında’ planları. Evrenin heyecanına her kapılmış olan gibi...
Kibirli sanacaktır kimileri beni. Bir gösteriş sanacaklardır bütün renklerimle etrafa uçuşmamı. Oysa nefes nefeseyim ben. Bir an önce renklerden haberdar etmek niyetindeyim dağı taşı. Kendi rengimin değil, gören gözlere renk dağıtmanın derdindeyim. Ben, dünyaya biraz ‘kızılötesi’ sezdirme niyetindeyim. Bu yüzden duramıyorsam hiçbir yerde, dar geliyorsa hava bana, sakın bunu bir gösteri sanmayın. Çünkü ben, kozamda ‘başka türlü’ bir dünyanın rüyasını görmüş idim, koşuşturup onu sezdirmek fikrindeydim.
Evrenin bilgisini dinleyip kozamda uzun uzun, dışarı uğrayıverdim. Ve tıpkı fısıldadığı gibi bana, herkes pusudaydı. Hesaplar içinde, bütün hayvanlar sadece ‘sürmek’ derdindeydi. Ve alçaltıyordu her bir şeyi, böyle olup durmak. Ben bunu söylemeye geldim ve beni bu pusuda bekleyenler vardı. Durultmak için evreni, benim ölümümü isteyenler vardı. Çünkü kimse istemez, bütün varlıkların bir yanıyla da olsa kelebeğe kesmesini, böyle rengarenk olup, renk düzenini bozmasını. Ve yine fısıldandı bana, ‘kelebek olmaktan başka seçenek yok sana’. Bu yüzden olabildiğimce çok olup, koşuşturabileceğim kadar çok koşuşturup... Erken ölmeli kelebekler. Dünya tarihi bunu söyler.
Ben başka bir dünyanın imla işaretiyim. Bu yüzden, bir nefeste okunacak kadar kısadır alınyazım. Ama yine de işte, varım. Var olmamla deliliyim Allah'ın*, rengin, kapılışın ve heyecanın. Konarak her bir şeye, konaklayarak her bir şeyde, o başka dünyadan haberler vermek üzereyim.
*Yazının orjinalinde yoktur.
Ece Temelkuran'ın İç Kitabı adlı kitabından alıntıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder