4 Şubat 2008 Pazartesi

SELAMLAŞMAK


Selam ne manaya gelir?
Selam, emniyet, huzur, selamet, saflık, barış, rahatlık, iyi netice, kurtuluş gibi
manalara gelir. Selam vermek, bir kimseye yapılacak en güzel duâdır. Selam, (Ben
müslümanım, benden sana zarar gelmez, selamettesin) manasına, selamet üzere ol,
müslüman olarak öl manalarına da gelir.

Selamlaşmanın önemi
Dinimizde selamlaşmanın önemi büyüktür. Müslümanların yanına girerken, çıkarken,
karşılaşınca, ayrılırken mutlaka selam vermelidir! Bu husustaki hadis-i şeriflerden birkaçı
şöyle:
(Mümin kardeşine selam vermek, yanına gelince ona yer göstermek ve hoşlandığı
isimle hitap etmek, aradaki sevgiyi pekiştirir.) [Taberânî]
(Darlıkta infak eden, rastladığı müslümana selam veren, kendi aleyhinde de olsa
adaletli davranan, iman hasletlerini toplamış olur.) [Ebu Nuaym]
(Yirmi müslümana selam veren bir mümin Cenneti hak eder.) [Deylemî]
(Tatlı dilli olmak, selamlaşmak ve yemek yedirmek, cennete götürür.) [Hakim]
(İnsanların en cimrisi selam vermeyendir.) [Taberânî]
(Tanıdığından başkasına selam vermemek Kıyamet alametidir.) [Taberânî]

Müslümanlara yapılacak iyiliklerin en büyüklerinden birisi de selam vermektir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(Allahü teâlâya yemin ederim ki, mümin olmadıkça cennete giremezsiniz.
Birbirinizi sevmedikçe de mümin olamazsınız. Size bir amel bildireyim onunla
birbirinizi seversiniz: Aranızda selamı yayınız!)
(İnsanlara güleryüzle selam vermek sadakadır.)
(Güzel abdest al ve abdestli olmaya dikkat et ki, ömrün uzasın. Karşılaştığın
herkese selam ver ki, hasenatın çoğalsın! Evine girince, ev halkına selam ver ki, evin iyiliği ve bereketi artsın!)
(Mümin kardeşine selam vermek, aradaki sevgiyi pekiştirir.)
(Müslümanın müslüman üzerindeki altı haktan biri de selam vermektir.)
(Bir yere girerken oradakilere selam vermek gibi, çıkarken de selam vermek
borçtur.)
(İnsanların en acizi duâ etmiyen, en cimrisi de selam vermiyendir.)
(Selamı yayan, cennete girer.)
Konuşmadan önce selam vermeli, sonra konuşmalıdır. Çünkü, (Selam, kelamdan
öncedir) buyurulmuştur. Bir kimse selamsız içeri girince, Resul-i ekrem efendimiz, (Geri dön, selam ver, sonra içeri gir.) buyurdu.
Bilhassa selama cevap verirken, ve berekatühüye kadar söylemelidir! (Esselamü
aleykum diyene on, ve rahmetullahi ekliyene yirmi, ve berekatühüyü de ekliyene otuz
sevab verilir) hadis-i şerifi bunun önemini bildirmektedir. (Taberânî)
(Eve girince, kendinize, ehlinize selam verin) ayetine göre, selam vermenin farz
olduğunu söyliyenler ayetlere yanlış anlam veriyorlar. Çünkü hadis-i şerifte, (Selam vermek sünnet, almak farzdır) buyuruldu. Kur’an-ı kerimde, (Yapın, edin) gibi bildirilen ayetlerin bir kısmı farz değildir. Araf suresinin, (Her namazda, süslü, temiz, sevilen elbiselerinizi giyiniz) mealindeki 31. ayet-i kerimesi de böyledir. Yani namazda kıymetli elbise giymek farz değildir. Bunun gibi birçok ayet-i kerime vardır.

Eve girince selam vermenin fazileti
Eve girince, evdekilere selam vermeli, evde kimse yoksa, Esselamü aleynâ ve alâ
ibadillahissalihîn [Allahın selamı bizim ve salih kulların üzerine olsun] demelidir! Çünkü Müslümanın evinde rahmet melekleri bulunur. Kendimize de, onlara da selam verilmiş olur.
Evine giren kimse, selam verince, şeytan, (Artık benim bu evde duracak yerim kalmadı) der. Camiye, girince de, Esselamü aleyna ve ala ibadillahissalihin demeli!
(Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Evine girince selam veren, Allahın himayesindedir.)
(Evine girince, ev halkına selam ver ki, evin iyiliği ve bereketi artsın!)
(Şeytandan korunmak için, eve girince selam ver ve yemeğe Besmele ile başla!)

Önce selam vermek kıymetlidir!
Birisi ile karşılaşınca, önce selam vermeye çalışmalı. Hadis-i şeriflerde
buyuruluyor ki:
(Allahü teâlânın rahmet ve affına en layık olan, önce selam verendir.)
(Selam verip müsafeha eden iki müslümanın arasına inen yüz rahmetin doksanı,
önce selam verip elini uzatana, onu ise ötekine verilir.)
(Allah indinde derecesi yüksek olan, ekseriya önce selam verir.)
(Mümin önce selam vermeye çalışır, münafık önce kendisine selam verilmesini
bekler.)
Kimlere Selam Verilmez
Açıktan günah işliyen fâsıklara selâm verilmez, meselâ kumar oynayana ve içki içene
selâm verilmez. Yabancı kadınlara da selâm verilmez. Yabancı kadın ihtiyâr ise selâm
verilir. Fâsıklara, günah işlerken, meselâ kumar oynarken, mâni’ olmak niyeti ile selâm vermekte mahzûr yoktur.
Kâfirlere, Yahûdî ve Hıristiyanlara ancak iş düştüğü zaman selâm verilebilir. Zimmîyi
[gayrı müslim vatandaşı] üzmemek için selâm vermek, selâmını almak ve tokalaşmak
câizdir. Açıkça günah işliyen fâsığa selâm vermek de böyle câizdir. (Dürr-ül-muhtâr)
Kâfire saygı göstermek için selâm verilmez. Hadîs-i şerîfte, (Münâfık [ve her çeşit
kâfir] ile konuşurken, efendim, demeyiniz) buyuruldu. Zâlime, kâfire hurmet etmek, saygı ile selâm vermek, üstâdım demek, küfür olur. (Berîka)
İslâmiyetin hâkim olduğu dönemlerde gayrı müslime ve fâsık müslümana selâm
verilmezdi. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: (Yahûdî ve Hıristiyanlara selâm vermeyiniz!)[Müslim]
(Bir kitap ehli [Yahûdî veya Hıristiyan] size selâm verdiği zaman, “ve aleyküm”
deyiniz!) [Buhâri]
Bir kâfire, (Allah ömürler versin) demek, câiz değildir. Müslüman olması için veya
cizye vererek devletimizin kuvvetlenmesi için, böyle duâ etmek, câiz olur. (Berîka)
Demek ki, ihtiyâç düşünce veya onu üzmemek için veya buna benzer sebeplerle
Yahûdîyle, Hıristiyanla veya başka bir kâfirle selâmlaşmak veya onun müslüman olması için duâ etmek câiz olur.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Bizde sizi selamların en güzeliyle selamlıyoruz efendim.. :)